Samet Tuncay ile İngilizce Öğretiminde Dramanın Gücü
Samet Hocam, klasik dil öğretim yöntemlerini hepimiz biliyoruz: ders kitapları, dil bilgisi egzersizleri, kelime ezberleme… Ancak sizce bu geleneksel yöntemlerin ötesine geçmemiz gerekiyor mu? Drama burada nasıl bir fark yaratıyor?
Samet TUNCAY : Kesinlikle geçmemiz gerekiyor. Geleneksel yöntemler, dili genellikle kurallar ve ezberler üzerinden öğretir. Ancak, dil dediğimiz şey canlı bir organizmadır; kullanıldıkça gelişir. Drama burada devreye giriyor çünkü öğrencilere dili yaşayarak öğrenme fırsatı sunuyor. Bu yöntemle öğrenciler bir sahnenin içine dahil oluyor, dili bir iletişim aracı olarak kullanıyorlar. Yani, bir gramer kuralını ezberlemek yerine, o kuralı farkında olmadan uygulamaya başlıyorlar.
Bir keresinde, bir öğrencim vardı. Çok çekingen bir yapısı vardı ve İngilizce derslerinden hep uzak duruyordu. Drama etkinliklerinde ona bir dedektif rolü verdim. O sahnede öyle bir performans sergiledi ki hepimizi şaşırttı. “Hocam, İngilizce konuşabiliyorum, değil mi?” dediğinde yüzündeki heyecanı unutamıyorum. Drama, dili bir görev ya da sorumluluk olmaktan çıkarıp bir maceraya dönüştürüyor.
Bir dili öğretirken öğrencilerin motivasyonunu korumak her zaman kolay olmayabiliyor. Özellikle ilgisi düşük öğrencilerde drama nasıl bir etki yaratıyor?
Samet TUNCAY : Drama, öğrencilerin motivasyonunu artırmak için bir altın anahtar diyebilirim. Çünkü drama eğlencelidir, dinamik bir süreçtir ve öğrencileri içine çeker. Bir dersin eğlenceli olması, özellikle ilgisi düşük öğrenciler için çok önemli. Drama, onların sadece dil değil, aynı zamanda özgüven kazanmalarına da yardımcı oluyor. Geçen yıl, ilgisiz bir öğrencim vardı. İngilizce derslerini pek ciddiye almıyordu. Drama etkinliklerinde ona basit bir “kahraman” rolü verdik. Bir sahnede, diğer arkadaşlarına yardım eden bir karakteri canlandırıyordu. Sahnede kendini o kadar iyi hissetti ki sonraki derslere büyük bir heyecanla katılmaya başladı. Şimdi bu öğrenci, İngilizce diyaloglara ilk gönüllü olanlardan biri. Drama, özellikle motivasyonu düşük öğrencilerde harikalar yaratabilir.
Drama sadece konuşma pratiği sağlıyor gibi görünüyor ama diğer dil becerileri üzerinde de etkili mi? Dinleme, yazma veya okuma gibi alanlarda bir katkısı var mı?
Samet TUNCAY : Drama her şeyden önce bir bütün. Sadece konuşma pratiği sağlıyor gibi görünse de aslında diğer dil becerilerini de doğal bir şekilde geliştiriyor. Örneğin, bir öğrenci bir rol üstlendiğinde, o role uygun cümleleri dinlemek, anlamak ve karşılık vermek zorunda. Bu, dinleme becerisini çok hızlı bir şekilde geliştiriyor. Aynı şekilde, bir senaryo yazarken yazma becerilerini, bir metni canlandırırken de okuma becerilerini geliştiriyorlar.
Hocam, bazı veliler klasik yöntemleri daha güvenilir buluyor. “Çocuğum kuralları öğrenmeden nasıl İngilizce konuşabilir?” gibi bir kaygı duyabiliyorlar. Bu konuda ne dersiniz?
Samet TUNCAY : Bu çok doğal bir endişe. Veliler, çocuklarının temeli sağlam bir şekilde öğrenmesini istiyorlar ve bu konuda son derece haklılar. Ancak şunu söylemeliyim: Drama, çocukların gramer ya da kelime bilgisini öğrenmesini engellemez, tam aksine onları bu bilgilere daha hızlı ulaştırır. Çünkü drama, bu bilgileri doğal bir şekilde kullanmalarını sağlar. Bir örnek vermek gerekirse, derslerde sürekli “Present Simple” öğretiyoruz. Ama drama etkinliğinde çocuk sahneye çıkıp “I go to the park” dediğinde, bu bilgiyi sadece öğrenmekle kalmaz, gerçekten yaşar. Bu, bilgiyi uzun süre hafızada tutmanın en etkili yollarından biridir. Velilere hep şunu söylerim: Çocuğunuz bir oyun oynarken İngilizce öğreniyor ve bu çok daha etkili bir yöntem.
Drama her yaş grubu için uygun mudur? Küçük yaş gruplarında daha farklı, yetişkinlerde daha farklı mı uygulanır?
Samet TUNCAY : Evet, her yaş grubunda farklı bir yaklaşım gerekiyor. Küçük yaş grupları için daha çok hareketli ve oyun temelli etkinlikler yapıyoruz. Örneğin, hayvanları canlandırmak, renkleri öğrenmek gibi. Yetişkinler içinse daha karmaşık hikâyeler ve durumlar üzerinden ilerliyoruz. Örneğin, bir iş mülakatını ya da bir seyahat senaryosunu canlandırmak gibi . Anaokulu öğrencilerimle bir gün bir hayvanat bahçesi sahnesi yaptık. Her biri farklı bir hayvanı canlandırıyordu. İngilizce “I am a lion” ya da “I can fly” gibi ifadeleri o kadar doğal söylediler ki bu benim için etkileyiciydi. Yetişkinlerle ise bir “dedektiflik” hikâyesi hazırladık ve herkes kendi karakterini oynadı. Her iki grupta da drama, öğrencilerin dili yaşamasını sağlıyor.
Samet Hocam, öğrencilerin yaptığı dil hataları drama sırasında nasıl ele alınmalı? Hata yapmak dil öğrenme sürecinin bir parçası mı?
Samet TUNCAY : Kesinlikle, hata yapmak öğrenmenin en doğalparçasıdır. Drama sırasında yapılan hatalar ise daha da değerlidir çünkü öğrenciler bu hataları yaşayarak fark ederler. Ben drama sırasında hataları hemen düzeltmek yerine, öğrencilerin farkındalığını artırmayı tercih ediyorum. Örneğin, bir öğrenci “He go to school” dediğinde, sahne sonunda “Bu cümleyi başka nasıl söyleyebiliriz?” diye soruyorum. Bir keresinde bir öğrencim sahnede yanlış bir şekilde “She don’t like pizza” dedi. Daha sonra diğer arkadaşlarıyla bunu nasıl doğru söyleyeceğini tartıştılar ve sonuçta hep birlikte “She doesn’t like pizza” cümlesine ulaştılar. Bu, hatanın bir öğrenme aracı olduğunun en güzel örneğiydi.
Drama öğrencilerin özgüvenini nasıl etkiliyor? Özellikle çekingen öğrencilerde bir fark yaratıyor mu?
Samet TUNCAY : Drama, özgüveni artırmanın en etkili yollarından biri. Çünkü sahnede bir karakteri canlandıran öğrenci, bir nevi o karakterin cesaretini ödünç alıyor. Bu, özellikle çekingen öğrenciler için büyük bir fırsat. Kendi kimliğinden sıyrılarak bir role bürünmek, onların dil kullanımında çok daha rahat olmasını sağlıyor.
Drama sırasında teknoloji kullanılabilir mi? Örneğin, sanal gerçeklik ya da dijital araçlar drama ile nasıl birleştirilebilir?
Samet TUNCAY : Elbette kullanılabilir. Teknoloji, dramayı daha da zenginleştiren bir araç olabilir. Örneğin, sanal gerçeklik kullanarak öğrenciler bir müzeyi geziyormuş gibi bir sahne oluşturabilirler. Ayrıca, sahneleri kaydederek öğrencilerin kendilerini değerlendirmesini sağlayabilirsiniz. Bu, onların hem konuşma becerilerini hem de öz değerlendirme alışkanlıklarını geliştirir.
Veliler çocuklarının drama etkinliklerine katılımını desteklemek için neler yapabilir? Onlara nasıl bir rol düşüyor?
Samet TUNCAY : Velilerin desteği, çocukların bu süreçten en iyi şekilde faydalanmasını sağlar. Veliler, çocuklarının rollerini tekrar etmelerine yardımcı olabilir, hatta birlikte kısa diyaloglar canlandırabilirler. Bir aile aktivitesi olarak drama yapmak, çocuğun özgüvenini artırır ve dili evde de yaşamasını sağlar.
Son olarak, Samet Hocam, drama tabanlı dil öğretiminin uzun vadeli avantajlarını nasıl özetlersiniz? Bu yöntem öğrencilerde nasıl bir etki bırakıyor?
Samet TUNCAY : Drama, öğrencilere sadece dil öğretmekle kalmaz, aynı zamanda iletişim becerilerini, özgüvenlerini ve empati kurma yeteneklerini de geliştirir. Uzun vadede, bu beceriler onların sadece dilde değil, hayatın her alanında başarılı olmalarını sağlar. Drama, dil öğrenmeyi bir hedef olmaktan çıkarır ve bir araç haline getirir. Yıllar önce drama ile İngilizce öğrenen bir öğrencim, şimdi bir tiyatro topluluğunda İngilizce oyunlar sergiliyor. Bana, “Hocam, o sahnede öğrendiğim özgüven olmasaydı bugün burada olamazdım” dedi. Drama, bir dil öğretim yönteminden çok daha fazlasıdır; hayata bir köprüdür.